"Türkiye Cumhuriyyetinin Cumhur Başkanı sayın Receb Tayyib Erdoğana mektub
Rahman ve Rahim Allahın adı ile.
Seba hükümdarı dedi: Ey eyanlar! Bana çok kiymetli bir mektub atıldı.
Bu mektub Süleymandandır ve o,Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlıyor.(Neml sur.ayet 29,30).
Türk-İslam dünyasının büyük lideri sayın Erdoğan!.
Ben Türk ve İslam alemine, Nizami Gencevi, Cavad Han, Uğurlu Han gibi nice erler ve igidler vermiş, Azerbeycan Halk Cumhuriyyetine ve Kafkas İslam Ordusuna kucak açmış kahramanlar şehri Ulu Gencenin evladıyım.
Lakin Allahın adıyla başlayan bu mektubumu sizlere eziz Gencemden deyil, Bakünün hapishanelerinin birinden yazıyorum.
Bunun sebepi zülum ve adaletsizlikle yapılan, hukuka aykırı yargılama olmuşdur. Hiçbir suçum olmadan, bana on dokuz yıl hapis cezası hüküm edilmişdir.
Ben, 2018 yılının Temmuz ayında Gencede yaşanan olaylarla bağlı hapis edilmiş ve İran istihbaratına bağlı olduğu iddia olunan bazı şii şahıslarla arkadaşlık etdiyimi iddia ediyorlar. Ben ister şii olsun, isterse de sünni, heç bir ayrımcılık yapmadan müslümanlarla dosluklar yaşamış hanif bir müslümanım. Ama ne İran tanırım, ne de onun istihbaratını.
Hiçbir zaman kendi devletimin alehine bir iş yapmadım, bir söz konuşmadım. Çünki ben, babam ve dedem birlikde seksen yılı aşkın bir sürede, İç İşleri Bakanlığında polis memuru olarak son derece sadakatla devletimize hizmet etmişizdir.
Ben avukatlarımla birlikde, suçsuz olduğumu en muteber delilerle isbat etdim lakin yargıda hukuksuzluk ve adaletsizlik beni ailemden ve evlatlarımdan ayrı salmışdır.
Bunu yapanlar özgür devletimize ve devlet başkanımıza her zaman ihanet içinde olan bir kaç memur, hakim ve savcılardır ki, bu iş birlikçiler devletimizin ve halkımızın haklı menfatini, kendi çıkarlarına kurban etmiş kimselerdir.
Ben daha önce defalarca sayın Cumhur Başkanımız İlham Aliyeve böyle mektublar yazdım. Lakin sözümün ona ulaşmasını son derece sinsilikle engelliyorlar. Hani "dünyanın neresinde olursa olsun bir türkün imdadına yeteriz" deye, bir sözünüz var ya, işte o söze imanım ve umudum,bu sözlerimi sizlere yazmagıma sebep olmuşdur.
Tanrı Türke yar olsun diye sizlere yazdım.
Turan devleti var olsun deye sizlere yazdım.
Yazdım ki, bana yardım edib yeniden adaletli hukuk çerçivesinde yargılanmama sebeb olasınız.
Önceden iki kardeş devlete ve Türk-İslam dünyasına yaptığınız deyerli hizmetler için size minnetdarım.
Mektubumu sizlere ulaşdırması için aileme ve konsoloslarınıza veriyor, onları ve sizi Allaha emanet ediyorum.
Hürmetlerle:Gencenin Ulu Beylerinden Behram Beyin torunu Memmedov Vüqar Vaqif oğlu.
Hazreti Muhammed(sav.) efendimiz buyurmuşdur.
Her bir selamın cevabını vermek farz olduğu gibi, her bir mektubunda cevabını vermek müslümanlara farzdır."
Gəncə məhbusu Ərdoğana müraciət etdi
"Türkiye Cumhuriyyetinin Cumhur Başkanı sayın Receb Tayyib Erdoğana mektub
Rahman ve Rahim Allahın adı ile.
Seba hükümdarı dedi: Ey eyanlar! Bana çok kiymetli bir mektub atıldı.
Bu mektub Süleymandandır ve o,Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlıyor.(Neml sur.ayet 29,30).
Türk-İslam dünyasının büyük lideri sayın Erdoğan!.
Ben Türk ve İslam alemine, Nizami Gencevi, Cavad Han, Uğurlu Han gibi nice erler ve igidler vermiş, Azerbeycan Halk Cumhuriyyetine ve Kafkas İslam Ordusuna kucak açmış kahramanlar şehri Ulu Gencenin evladıyım.
Lakin Allahın adıyla başlayan bu mektubumu sizlere eziz Gencemden deyil, Bakünün hapishanelerinin birinden yazıyorum.
Bunun sebepi zülum ve adaletsizlikle yapılan, hukuka aykırı yargılama olmuşdur. Hiçbir suçum olmadan, bana on dokuz yıl hapis cezası hüküm edilmişdir.
Ben, 2018 yılının Temmuz ayında Gencede yaşanan olaylarla bağlı hapis edilmiş ve İran istihbaratına bağlı olduğu iddia olunan bazı şii şahıslarla arkadaşlık etdiyimi iddia ediyorlar. Ben ister şii olsun, isterse de sünni, heç bir ayrımcılık yapmadan müslümanlarla dosluklar yaşamış hanif bir müslümanım. Ama ne İran tanırım, ne de onun istihbaratını.
Hiçbir zaman kendi devletimin alehine bir iş yapmadım, bir söz konuşmadım. Çünki ben, babam ve dedem birlikde seksen yılı aşkın bir sürede, İç İşleri Bakanlığında polis memuru olarak son derece sadakatla devletimize hizmet etmişizdir.
Ben avukatlarımla birlikde, suçsuz olduğumu en muteber delilerle isbat etdim lakin yargıda hukuksuzluk ve adaletsizlik beni ailemden ve evlatlarımdan ayrı salmışdır.
Bunu yapanlar özgür devletimize ve devlet başkanımıza her zaman ihanet içinde olan bir kaç memur, hakim ve savcılardır ki, bu iş birlikçiler devletimizin ve halkımızın haklı menfatini, kendi çıkarlarına kurban etmiş kimselerdir.
Ben daha önce defalarca sayın Cumhur Başkanımız İlham Aliyeve böyle mektublar yazdım. Lakin sözümün ona ulaşmasını son derece sinsilikle engelliyorlar. Hani "dünyanın neresinde olursa olsun bir türkün imdadına yeteriz" deye, bir sözünüz var ya, işte o söze imanım ve umudum,bu sözlerimi sizlere yazmagıma sebep olmuşdur.
Tanrı Türke yar olsun diye sizlere yazdım.
Turan devleti var olsun deye sizlere yazdım.
Yazdım ki, bana yardım edib yeniden adaletli hukuk çerçivesinde yargılanmama sebeb olasınız.
Önceden iki kardeş devlete ve Türk-İslam dünyasına yaptığınız deyerli hizmetler için size minnetdarım.
Mektubumu sizlere ulaşdırması için aileme ve konsoloslarınıza veriyor, onları ve sizi Allaha emanet ediyorum.
Hürmetlerle:Gencenin Ulu Beylerinden Behram Beyin torunu Memmedov Vüqar Vaqif oğlu.
Hazreti Muhammed(sav.) efendimiz buyurmuşdur.
Her bir selamın cevabını vermek farz olduğu gibi, her bir mektubunda cevabını vermek müslümanlara farzdır."